BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Künye: Namaz Oruç Hacc Zekât Cihâd Hakkında Genel Bilgi, Bekir Sıtkı Karaduman, Kalkan Matbaacılık, Mayıs 2008, Ankara
ISBN: 978-9944-5884-1-3

Anlamı bilinmeyen kelimelerin üzerine çift tıklayınız. (Açılacak pencerede kelimenin mânası görülecektir. Türkçe karakterden dolayı mânası çıkmayan kelimeleri penceredeki kutucuğa yazmanız yeterli olacaktır.)
LUGAT A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

HULÂSATÜ'L-KUR'ÂN ve HULÂSATÜ'L-İSLÂM
HAKK'A DÂVET
NASİHAT-I İSLÂMİYYE
YIKMA GÖNLÜNÜ KİMSENİN
TEŞRİF-İ Mİ'RÂC
SIRR-IVESÎLE


Not: Eser bütün okuyucuların istifadesine sunulmuştur. İlmî çalışmalarda kaynak göstermek kaydıyla alıntı yapılabilir. Eser, telif yasası çerçevesinde koruma altında olup bandrollü olarak da dağıtımı yapılmaktadır. Hiçbir sûrette kısmen veya bütünüyle başka ad altında çoğaltılamaz, tekrar basılamaz, menfaat karşılığı dağıtımı yapılamaz. Eserden edinmek isteyenlerin ibadetler@gmail.com adresine e-posta göndermeleri rica olunur. Kitaplar kargo bedeli alıcıya ait olmak üzere yurt içi ve yurt dışına gönderilir.




MUKADDEME


Allah-u Teâlâ’nın lütf-u keremiyle Hulâsatü’l-Kur’ân ve Hulâsatü’l-İslâm isimli eserimizden sonra Namaz, Oruç, Hacc, Zekât, Cihad Hakkında Genel Bilgi isimli eserimizi de siz değerli okuyucularıma sonsuz hürmet ve muhabbetle sunmuş bulunuyorum. Cenab-ı Hakk’tan tesirli olmasını niyâz ederim.

Bu eser; Hulâsatü’l-Kur’ân ve Hulâsatü’l-İslâm isimli eserimizin birinci cildinin İbadet Bahsi’nde (Beşinci Bölüm) hulâsa ettiğimiz Namaz, Oruç, Hacc, Zekât, Cihad ibadetleriyle ilgili malûmatın, orada ifade edilmeyen birçok hususun da ilave edilmesiyle ve önemine binâen ayrı bir eserde mütalaa edilmesi düşüncesiyle ortaya çıktı. İsminden de anlaşılacağı üzere Namaz, Oruç, Hacc, Zekât, Cihad gibi, bir Müslüman’ın günlük hayatında Allah-u Teâlâ’ya kulluk vazifesini ifâ ederken devamlı olarak müracaat edeceği, bu ibadetlerle ilgili müteferrik birçok meseleyi -fazla teferruata girmeden- derli toplu bulabileceği bir el kitabı hüviyetindedir.

Kaynaklarımızdan Kitab-ı Mübin ve en muteber hadis mecmuası olarak kabul edilen Sahih-i Buharî esas alınarak hazırlanan ve yer yer birçok müctehid ve mezheb imâmının ictihâdlarını da ihtiva eden eser, söz konusu ibadetlerle ilgili olarak genel bilgiler vermekte ve teferruata ait malûmatı ilgili fıkıh kitaplarına bırakmaktadır. Eserde geçen hadis numaraları ise Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi’ndeki tertip üzere verilmiştir.

Birinci Bölüm: Namaz ve Namazla İlgili Bazı Meselelerin Açıklanması, Namazın Cemaatle Kılınması ve Faziletleri, İmâmet Meselesi, Mescidler Hususuna Ait Bilgiler, Cuma Namazı Hakkında Genel Bilgi, Cenaze Namazı ve Cenaze Hakkında, Kabirler Hakkında, Nafile Namaz Mevzuu, Muhtelif Nafile ve Farz Namazları ile Vitir Namazı Hakkında Bilgi, Ezan Meselesi olmak üzere on bölümdür.

İkinci Bölüm: Oruç Hakkında Umûmî Bilgi; Fecr-i Kâzib, Fecr-i Sâdık; Amden veya Sehven Orucu Bozmak; Mesâcid-i Şerifede İtikâf Etme; Muharremin Onuncu Günü Oruç Tutmak Hakkında; Bayram Günü Oruç Tutulmaması Hakkında; Orucun Hulâsa Olarak Hususiyeti olmak üzere yedi bölümdür.

Üçüncü Bölüm: Hacc Mevzuu, Umre olmak üzere iki bölümdür.

Dördüncü Bölüm: Zekât Mevzuu; Zekâtın Şer’i Miktarı, Nisabı ve Zekâta Tâbi Mallar; Öşür Bahsi, Zekâtın Sarf Mahalli ve Bu Hususta Umûmî Malûmat; Sadaka-i Fıtır; Sadaka Hakkında Bilgi olmak üzere altı bölümdür.

Beşinci Bölüm: Cihadın Fazileti ve Cihad Hakkında Genel Bilgi; Cihadda Oruçlu Olup Olmamak Keyfiyeti; Şüheda Hakkında Genel Bilgi; Mücâhidlerin Cennetteki Derecesinin Cihad Etmeyenlerden Üstün Olduğu; Cihadda Mikdâr-ı Nisbetin Zaruri Olduğu; Özür, Gazâya İştirakine Mâni Olursa; Mücâhidi Techizatlamak yahut Âilesine Bakmakta Cihad Sevabına Nâiliyet Olduğu; Şehid Âilesine ve Yakınına Saygı Gösterilmesi; Düşmana Karşı Kuvvet Hazırlamak; Mücâhidin Ganimet Hissesi; İslâm Kadınlarının Askere Su Taşımak Gibi Geri Hizmetler Görmesinin Meşruiyeti; Harbde veya Tehlikeli Zamanlarda Muhafız Taşımak, Nöbet Beklemenin Fazileti; Harbde Müslümanların Zaiflerinden ve Sâlihlerinden İstiâne (Yardımına Müracaat) Edilmesi; Ok, Yani Vasıta-ı Harbiyeye Ait Silahların Tâlim Edilmesi Hakkında; Kur’ân ile Düşman Toprağına Sefer Yapılıp Yapılmaması; Harbde ve Seferde Tekbir, Tesbih Getirilmesinin Meşruiyeti; Cihad veya Seferde Hastalanan Âbid Kulun Hayrının Eksilmeyeceği; Yalnız Başına Gece Yolculuğunun Kerâhetine Dâir; Askere Çağrılmada Ana, Baba Rızası Hususu; Müşrik Kadın ve Çocukların Öldürülmesi; Harbin Bir Had’a (Hile) Olduğu; Harb Halinde Başkumandana ve Devlet Reisine İtaat Etmemenin, İhtilâfın Menhî; Müslüman Esirlerini Kurtarmak Mevzuu; Düşman Diyarından Gelen Casus Hakkındaki Hüküm; Muhârib Müşrikler Tarafından Gasb Edilip Sonra Harb ile Müslümanların İstilasından Sonra Malını Bulan Hakkında Yapılacak Muamele; Ehl-i Küfürle, Küfründen Vazgeçinceye Kadar Muharebe Edilmesinin Farz Olduğu; Cihadın Efdal Amellerden Olduğu; Ehl-i Cihada Allah’ın Tekeffül Ettiği İki Şey; Allah Yolunda Olacak Cihadın Tek Şartı; Allah Yolunda Yara Alanın Kanının Mahşerde Misk Gibi Kokacağı Hakkında; Zımmîlere Cizye, Harbîlerle Mütareke ve Musâleha Akdine Dâir Hükümleri Bildiren Hadisler; Cihadda Nefsi Tehlikeye Atıp Atmamak Hususu; Şüheda Hakkındaki Vakt-i Âhir; Şühedanın Cesedinin Çürümeyeceği; Şehide Bilâ-Hicâb (Perdesiz) Allah’ın Hitab Edebileceği olmak üzere otuzbeş bölümdür.

Yine Hulâsatü’l-Kur’ân ve Hulâsatü’l-İslâm isimli eserimizde olduğu gibi bu eserimizde de dini terimleri ve kullanılmayarak unutulmaya yüz tutmuş pek çok kelimeyi yeniden âşina kılmayı amaçladık. Yer yer açıklamalarını yaptığımız bazı kelimelerin yanı sıra bazılarının okuyucu tarafından bizzat lügatten bakılarak öğrenilmesini istedik ki; bu dinin ilim diline vâkıf olunabilsin ve dil haznesi genişletilebilsin.

Allah (cc) cümlemizi hak ve hakikatten gafil olmaktan muhafaza buyurup, hidâyet üzere müstakîm yolda dâim kılsın. Fırka-i Naciye kervanının rehberi bulunan Kur’ân’ı Azimu’ş-şân’ın izinden; mekârimi ahlâkı tamamlamak üzere âlemlere rahmet olarak gönderilen Habibi Muhammed Mustafa’nın (sav) sünnet-i seniyesinden ve delili Kur’ân olan kâmil insanların saflarından ayırmasın. İmana, Kur’ân’a hizmet eden dostlarının nazarından mahrum etmesin.

Hakk’ı hak bilip ona ittibâ etmeyi, bâtılı bâtıl bilip ondan ictinâb etmeyi bizlere nasib-i müyesser eylesin.

Âlem-i İslâm’ı daima düşmanlarına karşı mansur ve muzaffer eylesin. Bi’l-cümle İslâm diyarlarını her türlü tecavüzden, felaketlerden emin eylesin.

Üzerimizdeki İslâm bayrağını ilâ yevmi’l-kıyâme dalgalandırmak ve o bayrağın nurlu gölgesi altında kelime-i şahadet getirerek ruhumuzu teslim almayı nasib eylesin.

Âmin…

Bekir Sıtkı KARADUMAN
Konya h.1411/m.1991

içindekiler





1.1.1. Namazdaki Tahâret ve Musallinin Üzerine Atılan Pisliğin Hükmü


1.1.2. Namaz Hakkında Umûmî Bilgi

1.1.3. Tasvirlerin (Resimlerin) Namaza Mâni Olup Olmadığı

1.1.4. İpekli Elbise ile Namaz Kılma Keyfiyeti

1.1.5. Yatak, Yaygı, Halı Gibi Şeylerin Üzerinde Namaz Kılınıp Kılınamayacağı


1.1.6. Namazda Cepheye Tükürmenin Yasak Olduğu


1.1.7. Namazın Günâhlara Mağfiret Olduğu


1.1.8. Yatsı Namazından Evvel Yatmak ve Namazdan Sonra Konuşup Konuşmamak

1.1.9. İkindi Namazını Kaçıranlar Hakkındaki Azim Günâh


1.1.10. Sabah ve İkindi Namazları Hakkındaki Tebşiratlar

1.1.11. Namazın Kaza Edilip Edilemeyeceği

1.1.12. Namazda Misvakın Kullanılması

1.1.13. Öğle ve Sabah Namazlarının Sünnetleri Hakkında

1.1.14. Namazların Cem Edilmesi (Birleştirilmesi) Meselesi ve Bu Husustaki Geniş Bilgi


1.1.15. Namazdaki Bazı A’mâlin Keyfiyeti Hakkında Bilgi

1.1.16. Temiz Ayakkabı ile Namaz Kılınıp Kılınamayacağı

1.1.17. Anne ve Babanın Namazdaki Evlâdını Çağırdığında Keyfiyeti

1.1.18. Namazda Kur’ân’ın Yüzüne Bakarak Kıraat Yapmak

1.1.19. Tesbihlerin Adedi

1.1.20. Namazda Hatıra Bir Şeyin Gelmesinin Namaza Mâni Olmayacağı

1.1.21. Namazda Celse-i İstirahat

1.1.22. Çocukların Namaz Hususları




1.2.1. Cemaatle Kılınan Namazdaki İmâmın Sehvinde Yapılacak Hareket


1.2.2. İmâmların Namazlarını Hafif Tutmaları

1.2.3. Kadınların Bayram ve Sâir Namazlarda Cemaate İştirak Meselesi

1.2.4. Cemaatle Kılınan Namazın Efdal Olduğu ve Dikkat Edilecek Hususlar

1.2.5. Cemaate Devama Mâni Olacak Hâller

1.2.6. Safların Doğruluğu ve Düzgünlüğü Hakkında


1.2.7. Bir Zaruriyet: Saflardan Çıkma Meselesi

1.2.8. Mekke, Medine (Kubâ) ve Mescid-i Aksâ’da Cemaatle Kılınan Namazların Faziletleri Hakkında




1.3.1. İmâmın Bulunduğu Mihrabdaki Yerin Yüksekliği


1.3.2. Peygamberimize (sav) İmâm Olunmuş mudur?

1.3.3. İmâmete Evlâ Olan Kimdir?

1.3.4. Âmirlerin, Vali ve Emir Sahiplerinin İmâmeti Hakkında

1.3.5. Kimlerin, Kimlerin İmâmetine Tâbi Olacağı ve Yerine Başka Bir İmâm Tayini




1.4.1. Tahvil-i Kıblenin Zuhur Ettiği Zaman

1.4.2. Hâizli Kadınların Mescide Girip Giremeyeceği Hakkında

1.4.3. Mescidlerin Mihrabı ve Ön Cephelerinin Ziyneti Hakkında

1.4.4. Mescidde Barınmak ve Oturmak

1.4.5. Mescidlerin Sadeliği Hakkında




1.5.1. Cuma Hakkında Umûmî Bilgi


1.5.2. Cuma’nın Fazilet ve Gufrânından Müstefid Olmanın Şartları

1.5.3. Cuma’ya Kimlerin Gelemeyeceği


1.5.4. Cuma’nın Adabı


1.5.5. Cuma Saatinde Ticaretin Memnu’ Olduğu

1.5.6. Cuma’da Duanın Kabul Olduğu Bir Saatin Mevcudiyeti




1.6.1. Cenaze Namazını Kılmak ve Ardından Kabre Gitmenin Fazileti


1.6.2. Cenaze Namazı Hakkında Bilgi

1.6.3. Cenaze İlanı Hakkında Bilgi, Cenaze Namazı Hususu ve Kılınma Vakti

1.6.4. Ölünün Gasli ve Tekfini


1.6.5. Cenazenin Nakledilip Edilemeyeceği

1.6.6. Cenazeye Yas Tutma Meselesi

1.6.7. Cenazede Cahiliyet Âdetlerinin Haram Olduğu

1.6.8. Cenaze Naklinin Adabı


1.6.9. Cenazeye Kıyam Meselesi

1.6.10. Kesret-i Cemaatin Vesile-i Gufrân olduğu

1.6.11. Medfun Olan Meyyite Namaz Kılınması Meselesi


1.6.12. Meyyitin Gece Defnedilmesi Meselesi

1.6.13. Cenaze Namazında İmâmet Meselesi

1.6.14. Cenaze Namazında İmâmın Mevki-i Yeri

1.6.15. Cenazeye Niyet Bahsi

1.6.16. Sabî Üzerine Cenaze Namazı Kılınması

1.6.17. Müntehir Üzerine Namazın Kılınması

1.6.18. Meyyitlerin İkisinin Bir Kabre Konulması

1.6.19. Bir Mevtayı Erbâb-ı Takvanın Tezkiye Etmesi




1.7.1. Kabirlerin Ziyaret Meselesi


1.7.2. Kabir Üzerine Kubbe Yapma Meselesi

1.7.3. Kabir Ahvali Hakkındaki Mesele

1.7.4. Seyyidü’l-Mürselîn (sav) Efendimizi Ziyaret ve Kabr-i Saadet’i

1.7.5. Nebî-i Zî-şân’ın (sav) Muhterem Valideyni Hakkında

1.7.6. Zaman-ı Fetret Nedir? Bu Zamanlarda Ölenlere Vakt-i Âhirde Tevhidin Fayda Verip Vermeyeceği

1.7.7. Kabirlerde Cemaat Olup Cenazeye Kur’ân Okuma




1.8.1. Nafile Namazın Hayvan Üzerinde Kılınabileceği


1.8.2. Nafile Namaz Hakkında Hüküm

1.8.3. Nafile Namaz Hakkında Bazı Bilgiler




1.9.1. Teheccüd Namazı


1.9.2. Tahiyyetü’l-Mescid Namazı

1.9.3. Küsûf Namazı

1.9.4. Terâvih Namazı

1.9.5. İstihâre Namazı

1.9.6. Vitir Namazı

1.9.7. Sefer Namazı Hakkında Bilgi

1.9.8. Salât-ı Havf (Korku Namazı)

1.9.9. Kasr-ı Salât Bahsi (Namazın Kısaltılması)

1.9.10. Salât-ı Maraz Bahsi (Hastalık Namazı)

1.9.11. Duhâ Namazı






2.2.1. Fecr-i Kâzib

2.2.2. Fecr-i Sâdık



2.4.1. İtikâfın Hükmü

2.4.2. İtikâfa Niyet





3.1.1. Hacc Hakkında Umûmî Bilgi

3.1.1.1. Şeriat Örfünde Hacc

3.1.1.2. Haccın Farzları

3.1.1.3. Haccın Vâcibleri

3.1.1.4. Haccın Sünnetleri

3.1.1.5. Eşhürü Hacc

3.1.1.6. Vücûb-ı Hacca Delil

3.1.1.7. Haccın Sünnet Olarak Delili

3.1.1.8. İcmâ Delili

3.1.1.9. Delil-i Makul


3.1.1.10. Haccın Farz Kılınma Zamanı

3.1.1.11. Hacc Fevrî midir, Ömrî midir?

3.1.2. Kâbe-i Muazzama Hakkında Genel Bilgi

3.1.3. Kâbe’nin İlk Bânisi

3.1.4. Kâbe-i Muazzama’nın Vaziyeti

3.1.5. Hazreti İbrahim’in Dâveti

3.1.6. Kâbe-i Muazzama Beşeriyetin İlk Mabedidir

3.1.7. Kâbe-i Muazzama’nın Bina ve İnşâları

3.1.7.1. Kusay Zamanında Mekke’nin Vazâifi Şunlardan İbaretti

3.1.7.2. Devr-i Cahiliyetteki Asâlet-i Diniye Bid’ati

3.1.7.3. Kâbe’nin Altıncı Binası

3.1.7.4. Kâbe’nin Yedinci Tâdili

3.1.7.5. Kâbe’nin Sultan Ahmed-i Evvel Devrinde Tamiri (8. Tecdid)

3.1.7.6. Kâbe’nin Murad-ı Râbi’ Devrinde Tecdidi (9. Tecdid)

3.1.8. Sitâre-i Şerife (Kâbe Örtüsü)

3.1.8.1. Kâbe’nin Örtüsü Değiştirilince Eskisinde Nasıl Tasarruf Olunur?

3.1.9. Mescid-i Haram

3.1.10. Harem-i Mekke

3.1.11. Haremin Hududu

3.1.12. Hacca İştirak Edemeyenlerin Yerine Vekil Gönderilmesi

3.1.13. Kadınlar İçin Haccın Cihaddan Efdal Olduğu

3.1.14. Haccın Günâhlara Keffâret Olduğu

3.1.15. Haccın Nev’ileri

3.1.15.1. Hacc-ı İfrad

3.1.15.2. Hacc-ı Temettü

3.1.15.3. Hacc-ı Kıran

3.1.16. Fesh-i Hacc

3.1.17. Kâbe-yi Muazzama’nın Vakt-i Âhirde Tahrip Olunacağı

3.1.18. Beyt’in İçinde Namazın Kılınması Hakkında

3.1.19. Şavt Nedir?

3.1.19.1. Remel

3.1.20. Hacer-i Esved’i İstilâm

3.1.21. Hedye -Kurbanlık Deveye- Binileceği Hakkında

3.1.22. Hacer-i Esved’in Parçalanması

3.1.23. Kurbanlıkların Kesilme Keyfiyeti

3.1.23.1. Kesilecek Kurbanlıkların Nasıl Kesileceği

3.1.23.2. Vekâlet Meselesi

3.1.24. Kurban Etinin Tevzii Meselesi

3.1.25. Taş Atılıp Kurban Kesildikten Sonra Tıraş Olmak Keyfiyeti Meselesi

3.1.25.1. Traş Hususunda Fıkhî Hüküm

3.1.25.2. Taş Atma

3.1.25.3. Taş Atmanın Sebebi

3.1.25.4. Remy Olunan Taşların Adedi

3.1.26. Veda Tavâfı

3.1.27. Haccda Ticaret Yapmak



3.2.1. Umre Hakkında Bilgi


3.2.2. Hacc veya Umreden Memnuiyet Olduğu Hâllerdeki Şer’i Hüküm

3.2.3. İhrâmlı Olduğu Hâlde Suç İşleyenlere Verilecek Cezalar

3.2.4. İhramlı Kimsenin Hangi Hayvanları Öldürüp Öldürmeyeceği

3.2.5. Kâbe’de İkame-i Hudud ve İcrâ-yı Kısas Hususu

3.2.6. İhramlının Nikâh Edip Edemeyeceği

3.2.7. Harem-i Medine ve Fezâili Hakkında

3.2.7.1. Harem-i Medine





4.1.1. Zekât Hakkında İzahat


4.1.2. Zekâtın Farz Kılındığı Tarih Hakkında



4.2.1. Zekâtın Şer’i Miktarı


4.2.2. Ziyade-i Nisabın Hükmü

4.2.3. Emval-i Zekâtın Zammı ve Kıymetle Alâkası

4.2.4. Felslerin Nisab ve Zekâtı

4.2.5. Evrak-ı Nakdiyenin Zekâtı

4.2.6. Hazine-Define, Madenlerin Zekâtı

4.2.6.1. Maden

4.2.6.2. Hazine

4.2.6.3. Rikâz

4.2.7. Şirket Hâlinin Zekât Durumu

4.2.8. Tahsis-i Zekât Malları Nasıl Olmalı?

4.2.9. Yavruların Zekâtı Hakkında Bilgi

4.2.10. Hayvanların Zekâtı

4.2.11. Zekât Mallarının Tahmini Bâbı

4.2.12. Altın ve Gümüş Nisabında Veznin Mevkii ve Bunlarla Eşyanın Takvimi


4.2.13. Nisabların Tevâzünü, Gınânın (Zenginliğin) Tahakkuku


4.2.13.1. Şer’i Gınânın Dereceleri


4.2.14. Dirhemlerin Tağşişi


4.2.15. Nisabda Kıymet Nehci

4.2.16. Örf ü Âdetin Mevki-i Şer’isi

4.2.17. Havâic-i Asliye (Hâcet-i Asliye) Bahsi



4.3.1. Zekât-ı Öşür


4.3.2. Öşür Mevzuundaki Fıkhî Mesele



4.4.1. Masrafiyet, Sahib-i Zekât Ehli


4.4.1.1. Zekâtı İcab Eden Gınâ

4.4.1.2. Zekâtı Haram Kılan Gınâ

4.4.1.3. Sadaka İstemeyi Haram Kılan Gınâ

4.4.2. Kimlerin Zekât Alabileceği

4.4.2.1. Fakir


4.4.2.2. Miskin

4.4.2.3. Zekât İşinde Çalışan Memurlar (Zekât Âmilleri)

4.4.2.4. Müellef-i Kulûb

4.2.2.5. Mukâtebler (ve Fi’r Rikâb: Bedelli Köleler)

4.4.2.6. Borçlu (Gârim)

4.4.2.7. Gaziler (ve Fî Sebîli’llah)

4.4.2.8. İbnü’s-Sebil

4.4.3. Zekâtta Adem-i Gınâ Şartı

4.4.4. Zekâtta Temlik Şartı

4.4.5. Zekâtın Mahallinde Sarf Edilip Edilmemesi

4.4.6. Çocuğa, Mecnuna, Yetime, Zekât Verilmesi

4.4.7. Zekât Bedelinin Verilmesi Hakkında

4.4.8. Zekât Malında Müteferrikin Bir Araya Toplanmaması, Müctemi’ Bulunanların Arasının da Tefrik Edilmemesi Hakkında

4.4.9. Sehven Zekât ve Sadaka Vermek

4.4.10. Ne Zengin, Ne Fakir Olduğu Meçhul Olana Verilecek Zekât Hakkında Bilgi

4.4.11. Zenginin Küçük Oğluna, Oğlu Zengin Olanın Fakir Babasına Zekât Verip Veremeyeceği

4.4.12. Bir Fakire Nisab Miktarı Zekât Verilmesinin Cevazı

4.4.13. Zenginin Karısına Vereceği Zekât Mevzuu

4.4.14. Zekât Verilirken Mendub Olan Cihet

4.4.15. Ehl-i Bid’ate Zekât Vermenin Câiz Olmadığı

4.4.16. Zekâtta Muteber Olan Yer

4.4.17. Zekâtın Tasadduk Edilmesinde Hediye Olacağı ve Zenginlere de Helâl Olacağı

4.4.18. Zekât Hayvanlarına Damga Vurulması



4.5.1. Sadaka-i Fıtır Hakkında Umûmî Bilgi


4.5.1.1. Şeriat Örfünde Sadaka-i Fıtır

4.5.1.2. Şart-ı Vücûbu

4.5.1.3. Hikmet-i Meşruiyyeti

4.5.1.4. Sadaka-i Fıtrın Hükmü

4.5.2. Sadaka-i Fıtrın Mikdâr-ı Tayini

4.5.3. Sadaka-i Fıtırın Kimlere Lâzım Geleceği

4.5.4. Sadaka-i Fıtrın Ne Zaman Verileceği

4.5.5. Kuvvet-i Mümekkine Nedir?

4.5.6. Kudret-i Müyessire Nedir?



4.6.1. Efdal-i Sadaka Nedir?


4.6.2. Sadaka-i Kâmile

4.6.3. Sadakada Ehl-i Küfrün Durumu

4.6.4. Sadaka Verecek Malı Olmayanın da Sadaka Vermesinin Vâcib Olduğu

4.6.5. Ehl-i Beyt’e Sadakanın Haram Olduğu

4.6.6. Sadaka Edilen Malın Satışı

4.6.7. Sadaka-i Tetavvu Nedir?

4.6.8. Kadının, Erkeğin Kazancından Tasarrufu

4.6.9. Hayra Delâlet Edenin Ecir Alacağı

4.6.10. Sadaka ve Zekâttan İmtina Edenle İnfak Edene Meleklerin Dua Ettiği

4.6.11. Her Hayır İşlerinin de Sadaka Olduğu

4.6.12. Zekâtı Verilmeyen Malların Sahiplerinin Âhiretteki Hâlleri





5.3.1. Kimlerin Şehid Olabileceği

5.3.2. Şehidlerin Nev’ileri


5.4. MÜCÂHİDLERİN CENNETTEKİ DERECESİNİN CİHAD ETMEYENLERDEN ÜSTÜN OLDUĞU

5.5. CİHADDA MİKDÂR-I NİSBETİN ZARURİ OLDUĞU

5.6. ÖZÜR, GAZÂYA İŞTİRAKİNE MÂNİ OLURSA

5.7. MÜCÂHİDİ TECHİZATLAMAK YAHUT ÂİLESİNE BAKMAKTA CİHAD SEVABINA NÂİLİYET OLDUĞU

5.8. ŞEHİD ÂİLESİNE VE YAKININA SAYGI GÖSTERİLMESİ

5.9. DÜŞMANA KARŞI KUVVET HAZIRLAMAK

5.10. MÜCÂHİDİN GANİMET HİSSESİ

5.11. İSLÂM KADINLARININ ASKERE SU TAŞIMAK GİBİ GERİ HİZMETLER GÖRMESİNİN MEŞRUİYETİ

5.12. HARBDE VEYA TEHLİKELİ ZAMANLARDA MUHAFIZ TAŞIMAK, NÖBET BEKLEMENİN FAZİLETİ

5.13. HARBDE MÜSLÜMANLARIN ZAİFLERİNDEN VE SÂLİHLERİNDEN İSTİÂNE (YARDIMINA MÜRACAAT) EDİLMESİ

5.14. OK, YANİ VASITA-I HARBİYEYE AİT SİLAHLARIN TÂLİM EDİLMESİ HAKKINDA

5.15. KUR’ÂN İLE DÜŞMAN TOPRAĞINA SEFER YAPILIP YAPILMAMASI

5.16. HARBDE VE SEFERDE TEKBİR, TESBİH GETİRİLMESİNİN MEŞRUİYETİ

5.17. CİHAD VEYA SEFERDE HASTALANAN ÂBİD KULUN HAYRININ EKSİLMEYECEĞİ

5.18. YALNIZ BAŞINA GECE YOLCULUĞUNUN KERÂHETİNE DÂİR

5.19. ASKERE ÇAĞRILMADA ANA, BABA RIZASI HUSUSU

5.20. MÜŞRİK KADIN VE ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİ

5.21. HARBİN BİR HAD’A (HİLE) OLDUĞU

5.22. HARB HALİNDE BAŞKUMANDANA VE DEVLET REİSİNE İTAAT ETMEMENİN, İHTİLÂFIN MENHÎ

5.23. MÜSLÜMAN ESİRLERİNİ KURTARMAK MEVZUU

5.24. DÜŞMAN DİYARINDAN GELEN CASUS HAKKINDAKİ HÜKÜM

5.25. MUHÂRİB MÜŞRİKLER TARAFINDAN GASB EDİLİP SONRA HARB İLE MÜSLÜMANLARIN İSTİLASINDAN SONRA MALINI BULAN HAKKINDA YAPILACAK MUAMELE

5.26. EHL-İ KÜFÜRLE, KÜFRÜNDEN VAZGEÇİNCEYE KADAR MUHAREBE EDİLMESİNİN FARZ OLDUĞU

5.27. CİHADIN EFDAL AMELLERDEN OLDUĞU

5.28. EHL-İ CİHADA ALLAH’IN TEKEFFÜL ETTİĞİ İKİ ŞEY

5.29. ALLAH YOLUNDA OLACAK CİHADIN TEK ŞARTI

5.30. ALLAH YOLUNDA YARA ALANIN KANININ MAHŞERDE MİSK GİBİ KOKACAĞI HAKKINDA

5.31. ZIMMÎLERE CİZYE, HARBÎLERLE MÜTAREKE VE MUSÂLEHA AKDİNE DÂİR HÜKÜMLERİ BİLDİREN HADİSLER

5.31.1. Cizye


1.1. NAMAZ VE NAMAZLA İLGİLİ BAZI MESELELERİN AÇIKLANMASI

1.1.1. Namazdaki Tahâret ve Musallinin Üzerine Atılan Pisliğin Hükmü

Namazda iken üzerine necis bir şey atılan kimsenin namazının fâsid olmayacağına delil olarak bir hadis irâd ediliyor. (Resûlullah’ın -sav- namaz kılarken, yeni boğazlanan bir devenin döl eşinin üzerine bırakılması ile ilgili Buharî Hadis No: 177) Üzerine atılan necasetin necaset olup olmadığına muttali’ olmayan musalli elbette namazına devam eder. Üzerinde kan gören kimse izalesi mümkünse izale eder, hemen izale etmek mümkün değilse gider yıkar ve namaz kıldığı yere tekrar gelip bıraktığı yerden devam eder. Şafii ve Hanbelî’ye göre namazın iadesine hükmolunur. İmâm Mâlik’e göre vakti içinde iade edilir, vakit geçtikten sonra kaza edilmez.

1.1.2. Namaz Hakkında Umûmî Bilgi

Sahih-i Buharî hadislerinden rivâyete göre (Hadis No: 227) Mirâc-ı şerifte Nebiyyimiz Hz. Muhammed (sav) Efendimize elli vakit salâtın farz olunduğu beyan edilmiş olup, yine aynı hadis-i Nebevîleri’nin ifşasıyla, Hz. Musa’nın (as) talebi üzerine tekrar tekrar müracaatta bulunarak beş vakte indirilmiştir. Son ilâhi emir aynen şöyledir: Allah-u Tebâreke ve Teâlâ “Onlar beştir. Yine onlar ellidir. Benim nezdimde (hükm-i) kaza tebdil olunamaz.” buyurmuştur. Allah-u Azimüşân’ın lütf-i subhânisi ile ibâd-i Müslimîne beş vakit namaza elli vakit namazın sevabını lütfetmiş bulunuyor.

Acaba her Müslüman bu elli vaktin sevabını bilfiil kazanabiliyor mu? Bu kazanç huzur-ı kalb ile meşruttur. Herkesin kalbi ise namazın evvelinden âhirine kadar hazır olamıyor. Bir hadisi şerifte: “Namazların hangi cüzüne kalbi hazır olursa, onun sevabı kendisi için yazılır.” buyrularak, kimine namaz sevabının nısfı, kimine rub’u...ilâ âhirin yazılacağı tafsil buyrulmuş, öşrün mâdunundan sükût buyrulmuştur. Huzur-ı kalb ile kılanların elli vakit namaz kıymetinde olup, kalb meşguliyeti ile kılanların, mahza farz yerine gelsin diye kıldıkları namazlar sevabının beş vakit sevabından aşağı inmeyeceği gibi bir mâna anlaşılmaktadır.

Hadisi şerifteki kat’iyyete göre bize beş vakit namaz farzdır. Elli vaktin farziyyeti, Efendimizin ihtiyarına mevkûfen farz idi. Bundan dolayı ulemâ salât-ı vitrin farziyyetine kâil olmamışlardır. Bu namaz Hanefiyye’ye göre vâcibdir. Şunu da unutmamak gerekir ki, leyle-i Mirâc’da salâvat-ı hamsin farz olmasından evvel de namaz kılınıyordu. Nebiyy-i Ekrem’den (sav) Usame b. Zeyd b. Hârise (ra) rivâyetine göre; ilk vahiy zamanında Cibril’in (as) kendilerine abdest ile namazı tâlim buyurdukları anlaşılıyor. Diğer rivâyetlerde Cibril’in (as) yere vurmasıyla nebeân eden su kaynağından abdest alındığı ve ilk namazın Cibril’in (as) imâmetiyle kılınmış sabah namazı olup ve o gün içinde Nebi (sav) Efendimize ilk iktidâ edenin Ümmü’l-mü’minin Haticet’ül Kübra (rha) Hazretleri olduğu rivâyet edilmektedir.

Hafız ibn-i Hacer’in Buharî Şerhi’nde (Fethül-Bâri) deniliyor ki: İsrâ’dan evvel Resûlullah’ın (sav) da, Ashabı’nın da namaz kıldıkları maktûun-bihtir. Ancak beş vakit namaz farz olmadan evvel de farz namaz var mıydı, yok muydu? İhtilâf vardır. Bazılarına göre farz namazlar şemsin tulûuyla gurubundan evveldi. وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا (Ve sebbih bihamdi rabbike gable tulûişşemsi ve gable gurubiha) “Rabbına hamdile tesbih eyle: Güneş doğmadan evvel, gece saatlerinde de tesbih et!” (Taha Sûresi Âyet: 130) âyet-i kerimesiyle sabittir. İmâm-ı Nevevî ise ilk vâcib olan şey inzâr ve tevhide dâvet olmuş idi. Sonra Sûre-i Müzzemmil’in evvelinde emrolunan kıyam-ı leyl farz oldu, demiştir. Daha sonra (diğerlerinin tasrihine nazaran Sahabe-i Kirâm geceleri ayakları şişinceye kadar namaza durmaktan hâsıl ettikleri meşakkatleri Hakk Teâlâ ve Tebâreke Hazretleri bir sene sonra) yine Sûre-i Müzzemmil’in âhirindeki âyetlerle bu namazın farziyyeti neshedilerek sâbıkîn-i evvelin hazarâtının yükü tahfif edildi. Sonra salâvat-ı hamsin leyle-i İsrâ’da vücûbu üzerine evvelki namazlar mensuh oldu. Maahâzâ salât-ı leyl; Efendimiz (sav) için farz, bizim için teheccüd sünnettir.

1.1.3. Tasvirlerin (Resimlerin) Namaza Mâni Olup Olmadığı

Tasvirlerin kat’-ı salât olduğuna ve namazın iade buyrulduğuna dâir hiçbir kayıt olmadığı için bunların hükm-ü kerâhet olduğu istidlâl olunmuştur. (Buharî Hadis No: 244) Tecemmülde istimâli mekruh olunca, libasta kerâhet istimâli evleviyette kalır. Gölgesi düşen tasvirle gölgesi düşmeyen tasvir beyninde (arasında) fark olmadığı gibi; perde, yaygı veya duvar üzerinde olması beyninde de fark yoktur. Bilhâssa namazda buna daha ziyade dikkat etmek iktiza eder. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın teveccühüne mâni olur.

Hanefiyye; yayılıp ayakaltında kalan şeylerin nehiyden hariç olduğuna kâil olmuşlardır. Kubbe üzerindeki tasvirleri mekruh addetmişler, yastıklarda sûret bulunmasında beis görmemişlerdir. Çünkü bunlar da çiğnenebilir. İmâm Ebû Hanife ile ashabı, odalarda timsal olarak konan tesâviri mekruh gördükleri hâlde yere yayılan şeylerde beis görmezlerdi. Asılmış perdelerdeki tesâvirin kerâhetinde de ihtilâf yoktur. Bazı fukahâ da zâtı eşyaların üzerindeki temâsili mekruh görmüşlerdir. Meğerki kumaşta nakış (yazı) ola. Şafiiler ise ister elbise, ister yaygı ve sâire üzerindeki bütün sûretleri mekruh görüp hiç birini diğerinden tefrik etmemişlerdir.

1.1.4. İpekli Elbise ile Namaz Kılma Keyfiyeti

Libas-ı harir (ipekli elbise) giyip namaz kılan kimse namazı iade eder mi? Bunda da ihtilâf vardır. Hanefiyye’ye göre namaz sahihtir. Lâkin hey’et içinde namaza girmesi mekruhtur. Haramı irtikâb ettiğinden dolayı âsim olur. Şafii’ye göre, başka bir libas olursa (bulursa) derhâl iade eder.

1.1.5. Yatak, Yaygı, Halı Gibi Şeylerin Üzerinde Namaz Kılınıp Kılınamayacağı

Yatak, yaygı, halı, keçe gibi şeyler üzerinde namaz kılınabilir mi? Evet! Ebû Hanife ile Şafii’nin ictihâdıdır.

1.1.6. Namazda Cepheye Tükürmenin Yasak Olduğu

Namazda cepheye tükürmek yasak buyrulmuştur. “Zira kıblenizle sizin aranızdadır Rabbiniz.” (Buharî Hadis No: 262). Muâz b. Cebel (ra): “Dâire-i İslâm’a girdiğimden beri sağ tarafıma tükürdüğümü hatırlamam.” demiştir. Namazın dışında bile sağa, kıbleye müveccehen tükürmek câiz değildir. Ancak sol ayak ucuna ve sol tarafa tükürmek hüsnü edeb kabul edilmiştir.

1.1.7. Namazın Günâhlara Mağfiret Olduğu

Sûre-i Hûd Âyet: 114- Gündüzün iki uçlarında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde ikâme-i salât et. Şüphesizdir ki hasenât seyyiâtı giderir. Bu Kur’ân, kulağına söz gireceklere büyük mev’ızadır.

NOT: Bu âyetten beş vakit namazın farziyetinde ittifak vardır. Buharî’nin İbn-i Mesud’dan (ra) (Buharî Hadis No: 317) rivâyetinde “Bu âyet, ümmetimden bununla âmil olan (herkes) içindir.” hadisine göre salâvat-ı hamsin günâh-ı sagâirlere göre tevbe makamına kâim olacağı mânası vardır. Bazıları büyük ve küçük günâhlara keffâret olduğuna kâil olmuşlarsa da cumhur-ı ulemâ günâh-ı sagâire şâmil olduğuna kâildirler. Zira şu hadis-i şerif, günâhı sagâirler için olduğunu takyid etmektedir. “Kebâirden ictinab edildikçe vakitten vakte kılınan namazlar, aralarında geçen günâhlara keffâret olurlar.”

Buharî Hadis No: 319- Ebû Hüreyre (ra) da şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem’den (sav) işittim. “(Bir defa) Söyleyin, birinizin kapısı önünde bir akar su bulunsa (sahib-i hâne de) günde beş defa içinde yıkansa ne dersiniz? (Vücudunun) kirinden, pasından bir şey bırakır mı?” buyurdu. “Hayır, hiçbir kir, pas bırakmaz, hiçbir şey bırakmaz.” dediler. (Bunun üzerine) buyurdu ki “Beş (vakit) namaz da işte bunun gibidir. Onlarla Allah-u Teâlâ günâhları yıkar, siler.”

1.1.8. Yatsı Namazından Evvel Yatmak ve Namazdan Sonra Konuşup Konuşmamak

Yatsı namazından evvel uyumak (akşam namazı ile yatsı namazı arasında yatmak) kerâhet-i tenzihiyye ile mekruhtur. Uyandıracak kimse bulunmazsa yatsıdan sonra oturup konuşmak da mekruhtur. Çünkü bu, kıyam-ı leylden ve taatten alıkoyduğu gibi sabah namazının fevtine de sebep olabilir. Maahâzâ müzakere-i ilm, zikir, misafir ağırlamak, ehl-ü ıyâl ile görüşmek gibi hayırlı işlerden dolayı uykuyu bir müddet tehir etmekte hiç kerâhet yoktur. (Buharî Hadis No: 326)

1.1.9. İkindi Namazını Kaçıranlar Hakkındaki Azim Günâh

Buharî Hadis No: 329- (Abdullah) İbn-i Ömer’den (ra): Şöyle demiştir: Resûlullah (sav) buyurdu ki: “İkindi namazını kaçıran kimse sanki ehl (ve ıyâl)ini de malını da elinden kaçırmış (helâkleriyle müsâb olmuş) gibidir.”

Ehl-ü iyâli katlolunmuş, servet ve sâmânı telef olmuş kimsenin musibeti ne kadar büyük ise ikindi namazını geçiren kimsenin musibeti de o kadar büyüktür. Bu namazın geçirilmesi ya gurub-ı şemse ya vakt-i muhtardan sonraya ya ısfirâr-ı şems zamanına kadar âmden tehir etmektir. İkindi hakkında türlü türlü tevcihat varsa da en doğru söz, Cenâbı Hakk, istediği namaza istediği fazileti tahsis eder.

Buharî Hadis No: 330- Büreyde (b. el Huseyb-ı Eslemi)’den (ra): Bulutlu bir günde şöyle demiştir: İkindi namazını tâcil ediniz. Zira Nebiyy-i Ekrem (sav): “Her kim salât-ı asrı (âmden) terk ederse ameli bâtıl olur.” buyurdu. Bulutlu günde tâcilin hikmeti, güneşin görülmemesinden dolayı namazı vakt-i muhtardan sonraya bırakmak yahut farkında olmadan guruba kavuşmak korkusundandır. Güneş görülmediğinde tehlike olabilir. Bundan dolayı fukahâ-yı Hanefiyye bile bulutlu günde salât-ı asrın tacilini müstehab görmüşlerdir.

Sûre-i Mâide Âyet: 5- Her kim iman edilecek şeye küfreder, tasdik etmezse amel-i sâlihi hebâ olur. âyet-i kerimesine göre, iman edilecek şeye kâfir olmayanın ameli bâtıl olmayacağına göre, bu hadise binâen, ikindi namazının farziyetine iman ettiğine göre, âmden, sebepsiz namazı terk edenin sevabı, ameli -sonradan kaza etse bile- heder olur yahut azalır yahut diğer a’mâl-i sâlihâsının sevabları kendisine tevbesine mevkûfen ancak verilir yahut da melâikelerin hüsni şahâdetinden mahrum kalır gibi zecir ve teşdidi haiz mânalarla tevil etmek ciheti taayyün etmiş olur.

1.1.10. Sabah ve İkindi Namazları Hakkındaki Tebşiratlar

Buharî Hadis No: 343- Ebû Mûsâ (el-Eş’ari) (ra) Nebiyy-i Ekrem’in (sav) “Salât-ı Berdeyni (sabah ve ikindi namazlarını) her kim kılarsa cennete girdi gitti.” buyurduğunu rivâyet eder.

Müslim’de de Umâre b. Rüeybe’den (ra): “Tulû-i şems ile gurubundan evvel namaz kılan bir kimse cehenneme girmeyecektir.”

Taberânî’de yine Umâre’den (ra): “Allah’a hiçbir şeyi şerik etmeyerek ve şemsin tulûundan da gurubundan da evvel namazına mübâderet etmiş bulunarak vefat eden kimse cehenneme girmeyecektir.”

Ebû’l Kâsım Cevzî’nin İbn-i Mesud’dan (ra) mevkûfen rivâyetinde: “Sabah namazı vaktinde bir münâdi: ‘Ademoğulları kalkın da (günâhlarınızla) kendi üzerinizde yaktığınız ateşleri söndürünüz.’ diye nidâ eder. İkindi vaktinde de yine böyle nidâ eder. (İcâbet edenler) abdest alırlar, namaz kılarlar ve hiçbir günâhsız uyurlar.”



Bu hadisi şerif, Rahmet-i ilâhiyyenin vüs’atini i’lâmda daha sarih ve daha ümit bahşedicidir.

1.1.11. Namazın Kaza Edilip Edilemeyeceği

Namazın keffâreti kaza etmektir. Namaz kılmayı unutanlar, uyuyup kalarak kılamayanlara, mazura kaza lâzım geldiğine göre, âmden terk edenlere kaza lâzım geldiği evleviyette kalır, yani elzem olur.

1.1.12. Namazda Misvakın Kullanılması

Misvak istimâli icmâ-i ulemâ nazarında bir fazilettir. O derecede ki İmâm-ı Evzâî “Abdestin yarısıdır.” demiş. Binâenaleyh abdest alırken, namaza başlarken, kıraat-i Kur’ân’a başlarken, uykudan uyanınca, ağız kokusu peyda olurken istimâli teekküt ettiği gibi, gece namazlarının her iki rekâtı beyninde de, bayram, istiska, küsûf ve husuf namazlarında da, vitirden sonra da, taamdan sonra da istimâli müstehab olmuştur.

Tirmizî’de mervi: “Dört şey mürselînin sünnetleri cümlesindendir: Hitan, misvak, koku sürünme, bir de nikâh.” hadisi şerifi ve Taberânî’nin Ebû Hüreyre’den (ra) rivâyet ettiği “Tahâretler dörttür: Bıyıkları kısaltmak, edep yerlerini tıraş etmek, tırnakları kesmek, bir de misvak kullanmak.” hadisi, misvak istimâlinin faziletine delâlet eder.

Husûsen Cuma namazında misvak istimâli, Cuma guslû kadar elzemdir. Misvak hakkında zikredilen pek çok hadisi şeriflerden daha icmâl bir hadis arzedelim. İbn-i Mâce, Ebû Ümâme’den (ra): “Cibril Aleyhi’s-selâm’ın bana gelip de misvakı tavsiye etmediği olmuyor. Bir derecede ki, bana ve ümmetime farz olacağından korkuyorum. Hem de ümmetime meşakkat vermekten korkmasam, onlara farz ederdim. Ben misvakı o kadar çok istimâl ederim ki, dişlerimi köklerinden oynatacağımdan korkuyorum.” ilh... Diğer hadis-i Nebevîleri’nde Ahmed ibn-i Hanbel ile Hâkim ve İbn-i Huzeyme Hz. Âişe’den (rha) buyururlar ki “Misvaklanarak kılınan namaz, misvaklanmaksızın kılınan namazdan yetmiş kat efdaldir.”

Kullanılan misvakı, iktiza ederse başka birisinin istimâl etmemesi için saklamak lâzımdır; başkalarına hastalık ve mikrobun sirâyetini önlemek gayesi ile muhafaza edilmesi gerekir. Ve başkalarının misvakını da kullanmamak gerekir.

1.1.13. Öğle ve Sabah Namazlarının Sünnetleri Hakkında

Sünen-i Erbaa’da mervi hadis-i merfû’ Ümmü Habibe’den (rha): “Her kim öğlen farzından evvel dört, ondan sonra da dört rekât kılarsa, Allah-u Teâlâ o kimseyi cehennem ateşine haram eder.” buyruluyor.

Sabah ile akşam namazlarının sünnetlerinde أَحَد قُلْ هُوَ اللَّهُ ;قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ ٌ (Gul yâ eyyühel kâfirûn; Gul hû vallâhu ahad) okunması. Sabah namazı için “Bu iki rekâtı, sizi düşman süvarileri kovalasa dahi bırakmayınız.” (Sünen-i Ebû Dâvud’da Ebû Hüreyre’den rivâyetle.)

Sabah namazının sünnetinin birinci rekâtında Kâfirûn Sûresini; ikinci rekâtında ihlâsı şerif okumak sünnettir. Bu şekilde birinci rekâtta “Gul yâ eyyühel kâfirûn”u okuyan kimseye Peygamberimiz (sav) “Bu adam Hâlik’ını bilmiştir.” İkinci rekâtta “Gul hû vallâhu ahad”ı okuyana da “İşte bu Rabbisine iman eden, imanı olan bir kuldur.” buyurmuşlardır. (İbn-i Hibbân’ın Sahîh’inde Câbir ibn-i Abdullah’tan -ra- rivâyetle.)

1.1.14. Namazların Cem Edilmesi (Birleştirilmesi) Meselesi ve Bu Husustaki Geniş Bilgi

Buharî Hadis No: 571- (Abdullah) ibn-i Abbas (ra) şöyle demiştir: “Resûlullah (sav) (esnâ-yı seferde) yürüyüş üzere olduğu vakitte öğle ile ikindi namaz(lar)ını, (kezâlik) akşam ile yatsıyı cem buyururdu.”

Enes’ten (ra) rivâyet edilen “Nebiyy-i Ekrem (sav) gün devrilmeden, yani vakt-i zevalden evvel yola çıktığında öğle namazını ikindi vaktine tehir ettikten sonra inip her iki namazı cem ederek kıldırdı. Yola çıkmadan evvel gün devrildiği takdirde ise öğle namazını kıldırır, sonra binerdi.” hadisi şerifine göre, öğle olduktan sonra sefere çıkmak icâb ederse öğle kılınıp yola devam edilir.

Fukahâ, cemi salâteynin cevazında, sıfatı ceminde, cemi ibâhe eden şeylerde ihtilâf etmişlerdir. Bir kere Arafat’ta cemi takdimle öğle ile ikindiyi, Müzdelife’de cemi tehirle akşam ile yatsıyı kılmanın câiz olduğunda ittifak edip, bu namazları cem ederek kılmak sünnettir, demişlerdir. Bu iki mekânın maadasında cemin cevazında ise ihtilâf olunup, Ebû Hanife ile ashabı hiçbir vecihle cemi salâteynin câiz olmadığına kâil olmuşlardır. Cumhur-ı fukahâ ise mevzu-i bahs olan ahâdisin zâhirine temessük ederek, gerek takdimen, gerek tehiren seferde cevaz-ı ceme kâildirler.

“Henüz konak yerinde iken gün devrilmiş bulunduğunda binmezden evvel öğle ile ikindiyi cem buyurdu.” Buna takdim denir. Henüz gün devrilmeden evvel konak mahallinden vasıtalara bindikten sonra da öğle tehir edilip ikindiye takdim edilir.

Sahih-i Müslim’deki hadisi şerife göre “Uyuyakalmakta tefrit, yani taksir yoktur. Tefrit, yakazadadır ki, o da bir kimsenin bir namazı diğer namazın vakti girinceye kadar tehir etmesidir.” buyrulmuş olup, namazı vakti haricinde kılmak için uyuyakalmaktan başka özür olmadığı sarahaten bildirmektedir.

Öğle namazı, gölgenin bir misli olduğu zaman, yani zuhrun âhir-i vaktinde, ikindi de bir kavle göre o anda başlamış olacağından, o da evvel-i vaktinde kılınmış olur.

1.1.15. Namazdaki Bazı A’mâlin Keyfiyeti Hakkında Bilgi

Buharî Hadis No: 608- İbn-i Mesud’dan (ra): Resûlullah (sav) “...Namaz içinde (Allah ile) iştigal-i azim vardır.” buyurdu.

Fukahâ, namazdaki a’mâli üç kısma ayırmışlardır:

1- Hakikaten a’mâl-i yesir olan hareketlerdir. Yan bakmak, vücudunu kaşımak gibi. Ön saftaki bir fürceye tehattî de böyledir. Bu nev’i amellerin kasten ve sehven olması müsavidir, namaza mâni değildir.
2- A’mâl-i yesirden fazla olan amellerdir. Namazdan insırâf gibi. Sehven olursa câiz, âmden olursa namazı ifsâd eder.
3- Namazda tahrim-i kelâm vardır. İlk zamanda Ashab namaz içinde konuşurlardı. Salât-ı vüstâ (orta namazı: ikindi namazı) için gelen âyetle (Bakara Sûresi Âyet: 238) bundan nehyedilmişlerdir. Ancak Mâlikîler’e göre salâtı tashih (ıslâh-ı salât) için kelâm edilebilir. İmâm-ı Şafii, sehven kelâmı müfsid-i salât kabul etmiş, Hanefi mezhebi ise âmden ve sehven olsa da namazı ifsâd eder, demişlerdir.
4- Meşy-i kesîr: Camiden harice çıkmak. Sehven ve âmden de olsa namaz fâsid olur.

Namaz kılana selâm verilmesinde fukahâ ihtilâf etmişlerdir. İmâm-ı Mâlik, Ahmed ibn-i Hanbel, Şafii Hazretleri işaretle redd-i selâm edilmesi müstehabdır, demişlerdir. Ebû Hanife, kalben redd-i selâm edilir, demiş ve işaretle redd-i selâmı kerih görmüştür. Bazı âlimler de namazdan fariğ olunduktan sonra redd-i selâma kâil olmuşlardır.

Dört müctehide göre: Hangi maksada mebni olursa olsun namazda tekellüm ile namaz bâtıl olur. Yalnız İmâm-ı Şafii’ye göre kelâm-ı kalil ile namaz bâtıl olmaz, demişlerdir.

İbn-i Mesud (ra) “Dört şey sünnete şiddetle muhaliftir.” demiştir. “1- Sütresiz namaz kılmak. 2- Namazdan ayrılmadan yüzünü, alnını silmek. 3- Ayakta işemek. 4- Ezan okunurken icâbet etmemek.” Bir defaya mahsus secde yerinin el ile düzeltilmesinde şer’i mahzur yoktur.

Katâde’den rivâyet: “Musalli, bir çocuğun kuyu etrafında oynadığını görür de çocuğun kuyuya düşmesinden korkarsa namazını bozar, çocuğa koşar.”

Musalli, hayvanı kaçıp zâyiinden veya uzun zaman arayıp mahalline geç ve güçlükle varacağından korkarsa namazını bozar. Fukahânın icmâı şudur ki; mütevâli meşy-i kesîr salât-ı mektûbede namazı iptal eder. Cihetini kıbleden ayırmadan ve secde mahallini geçmemek şartıyla namazda yürümek meşy-i kalîle hamledilmiş olup namazı bozmaz. (amel-i yesîr) Hatta kıbleden cihetini ayırmadığı müddetçe secde mahallini geçmekte beis görülmemiştir.

Musalli’ye selâm vermeyi bazı ulemâ gerek farz gerek nafilede kerâhet görmemişler, bazıları mekruh kabul etmiştir. Ahmed ibn-i Hanbel ise musalliye bizzat selâm verirmiş.

Süvari bir insanın kıbleden başka tarafa doğru gittiği sırada bineği üzerinde namaz kılmasına cevaz verilmiştir.

1- Namazın tamam olması için selâma lüzum görülmemiştir. Kâide-i ûlâda tesbihat bittikten sonra abdest bozulsa namaz sahihtir.
2- Şafii’ye göre selâm verilmeden de sehiv secdesi yapılabilir. Mezheb-i Hanifiyye göre gerek ikmâli, gerekse fazla kılınan namaz için mutlaka selâmdan sonra secde edilir. Ulemânın ittifakı şudur ki, kılınan namaz ne olursa olsun ziyade-i rekât için selâmdan sonra sehiv secdesi yapılır.

Ebû Hanife mezhebince bir musalli mescidde 4 rekât namazı sehven 2 rekât kılıp selâm verirse, bulunduğu yerde cihetini kıbleden çevirmedikçe, kelâm-ı âdemi tekellüm etmedikçe üzerinde ifâsı zaruri bulunan 2 rekât namaza rücû edebilir. Sonunda sehiv secdesi yapar. Kendisine bir lâhikin iktidası câizdir. Yüzünü kıbleden çevirmiş ise mescidden çıkmamak ve tekellüm etmemek şartıyla bâkiye namazı bina edebilir. İmâm-ı Mâlik’e göre abdest bozulmadıkça zaman ve fâsıla tahdidi yoktur. Mescid, mahall-i salât olup mekân-ı vâhid hükmündedir. Mescidden çıktıktan sonra iade câiz değildir. İmâm, sahrada namaz kılarken yine sehvederse sehvini, arkadaki safları veya sağ ve sol yanındaki safları tecavüz etmeden hatırlarsa namazı ikmâl eder ve sehiv secdesi yapar. Bazı ashab-ı Ebû Hanife, secde mevziini tecavüz ederse namaz fâsid olur, demişlerdir. Eğer önünde sütre varsa, sütre mahallini geçmedikçe namazın iadesi câizdir. Çünkü sahrada dâhil-i sütre mescid hükmündedir, demişlerdir.

1.1.16. Temiz Ayakkabı ile Namaz Kılınıp Kılınamayacağı

Temiz ayakkabı ile namaz kılınır.

1.1.17. Anne ve Babanın Namazdaki Evlâdını Çağırdığında Keyfiyeti

Anne veya baba çağırdığı zaman namazda bulunan evlâd, farz namazının zamanı darlaşmış ise bozmaz. İlla bozar. Nafile namazlarını da bozarak ebeveynin dâvetine icâbet eder

1.1.18. Namazda Kur’ân’ın Yüzüne Bakarak Kıraat Yapmak

Kur’ân’ı karşıya alıp yüzünden okuyarak kılınan namaz fâsid olur. Çünkü amel-i kesirdir. “Kur’ân’ın yüzüne bakmak ibâdettir.” diyenler şer’i bir beis görmezler. Ebû Hanîfe, Şafii ve Ahmed ibn-i Hanbel bunu reddederler.

1.1.19. Tesbihlerin Adedi

Her namazın sonunda 33 defa tesbihat, (10 defa da olabilir, 25 defa da olur.) 10 defa tekbir lâzımdır. لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (Lâilahe illalâhu vahdehû lâ şerîkeleh lehül mülkü velehül hamdu ve hüve alâ külli şey’in kadîr.) “Allah’tan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır, O’nun eşi ve ortağı yoktur, mülk O’nundur, hamd O’nundur, O, her şeye kâdirdir.” demek lâzımdır.

1.1.20. Namazda Hatıra Bir Şeyin Gelmesinin Namaza Mâni Olmayacağı

Emir’ül Mü’minin Hz. Ömer (ra) namazdan sehvederek 4 rekâtı 2 kılmış ve buyurmuştur ki “Namazda, techiz ettiğim kervanın Medine’ye gelmiş olduğunu düşündüğümden sehvettim.” buyurması ile namazı ikmâl etmiş ve bilcümle Ashab’ın ihtilâfı olmamıştır. Tasvibi icmâ vardır.

1- Namaz kılan kimsenin başkasının sözünü dinlemesi ve onu anlaması namaza zarar vermez.
2- Musallinin eli ile ve af’âl-i hafîfeden ma’dud olan herhangi bir fiil ü hareket ile işaret etmesi namazı ifsâd etmez.
3- Her âlimin kendisinden yüksek bir âlime ilmî mesele için müracaat etmesi müstehabdır.
4- Şafiiler’ce sünnetlerin farz ile beraber kaza edilmesi müstehabdır. Mezheb-i Hanefi için yalnız sabah namazının sünneti, öğle vakti girmediği takdirde kaza yapılır. Sünnetlerin adem-i kazası cumhuru ulemânın mezhebidir.

1.1.21. Namazda Celse-i İstirahat

Celse-i istirahat, İmâm-ı Şafii’ye göre müstehabdır. Bazı ashab-ı Şafii “Bazı ihtiyar ve zaif olanlar celse-i istirahat eder. Ve ellerini yere dayayıp kalkar.” demişlerdir. Diğerleri bu celseyi tanımazlar. Celse-i istirahat; birinci ile ikinci, üçüncü ile dördüncü rekâtlar arasında secdeden başını kaldırdıktan sonra biraz oturup ondan sonra ayağa kalkmaktır.

1.1.22. Çocukların Namaz Hususları

Sünen-i Ebû Dâvud’da biri Sebre ibn-i Ma’bed-i Cüheni, diğeri Abdullah b. Amr. b. el-As’tan (ra) mervi hadislere göre: “Çocuklarınıza yedi yaşında iken namaz kılmayı emrediniz! On yaşında da terklerinden dolayı döğünüz, yataklarını ayırınız.” buyrulmuştur. İmâm-ı Ahmed ibn-i Hanbel buna kâil olmuştur. İmâm-ı Şafii Hazretlerinin ise on yaşında namazın vacip olduğuna kâil olduğu söyleniyor. Cumhur-ı fukahâ ise o yaştaki çocuğa namazın vâcib olduğuna değil de, terkinden dolayı namaza alıştırmak için darp edilmesine kâil olmuşlardır. Şu hadis-i Nebevî’ye göre bu hadislerin mensuh olduğunu söylerler: “Sinn-i bulûğ ve ihtilâma varıncaya kadar çocuktan kalem-i teklif kaldırılmıştır.” buyrulmakla vâcib olmadığına kâildirler.

1.2. NAMAZIN CEMAATLE KILINMASI VE FAZİLETLERİ

1.2.1. Cemaatle Kılınan Namazdaki İmâmın Sehvinde Yapılacak Hareket

İmâmın, ef’al-i salâtta yahut kıraatte sehvettiğini kendisine bildirmek için cemaatin tesbih etmesinin câiz olduğunda ittifak vardır. Bir kimseyi ihtar, namazı bozamadan erkeklere سُبْحَانَ اللهِ (Subhânallah) demek gibi tesbih getirmek, kadınlar için ise el çarpmaktır. Beynel fukahânın hükmü böyledir. Namazda baş işaretini cevap mânasına vermek amel-i kesir olmayıp namazı bozmayacağına delâlet hükmü, Buhari hadis No: 396’dır.

1.2.2. İmâmların Namazlarını Hafif Tutmaları

Buharî Hadis No: 405- Ebû Mesud-i (Bedrî-i Ensârî)’den (ra): Şöyle demiştir: (Resûlullah’a -sav- bir defa) Biri gelip “Yâ Resûlallah! Filanca bize (namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki, vallahi sabah namazına gitmekten (âdeta) geri kalıyorum (namazı terk edecek gibi oluyorum).” dedi. Nebiyy-i Mükerrem’i (sav) hiçbir mev’izada o günkü kadar gazablı görmedim. Sonra buyurdu ki “(Ey nâs!) içinizden bazı kimselerde cemaati tenfir (hasleti) vardır. (İçinizden) halka namaz kıldıran olursa hafif tutsun. Çünkü (cemaatin) içinde hastası var, zaifi var, iş-güç sahibi olanı var.”

Bundan, imâm için tahfif-i salâtın mendub olduğu anlaşılır; hatta vâcib diyenler de vardır. Ancak namazda tahfif edeceğim diye erkân-ı salâtın hiç birini ihmal etmemek lâzımdır.