4.4.2.6. Borçlu (Gârim)


Gârimin, masârif-i zekâttan ma’dud olan borçlu, mutlak değildir. Borcundan fazla nisab derecesinde bir mala mâlik olmamakla mukayyeddir. Binâenaleyh borcu malından fazla olan yahut borcu ile malı müsavi derecede bulunan yahut malı borcundan fazla olur da borçtan fazlası nisab derecesinde olmayan bu borçlular, masârif-i zekâttan ma’duddur (Bedâyi). Feteva-yi Zâhirîyye’ye göre: Kul borçlusu olan Müslim’i kurtarmak için borçlulara zekât vermek, fakire vermekten daha evlâdır, denildiği Dürrü Muhtar’da naklediliyor.

İbn-i Abbas Tefsir’inde masârif-i zekâttan ma’dud olan borçluların borçlarını ma’siyet için borçlanmamış olmaları yahut ma’siyet için borçlanmış ise bilâhare tevbekâr olmuş bulunmaları sûretinde bir kayıt vardır. Şu hâlde, mesela bir ayyaşın, bir zinakârın tarik-i fuhşu sefâhat için ihtiyar ettiği borcunun zekât malı ile ödenmesi câiz değildir. Bunun bir yolu varsa o da tevbekâr olması ve dalâletten tarik-i hidâyete rücû’ etmiş bulunmasıdır.