4.4.2.7. Gaziler (ve Fî Sebîli’llah)
Ve fî sebîli’llah Allah için gazâya iştirak etmek isteyen fukara demektir. İmâm-ı Ebû Yusuf ve Muhammed’e göre fî sebîli’llah anlamı budur. İmâm Muhammed’den menkul olan diğer bir rivâyette de hüccac-ı Müslimîndir, denilmiştir. Bazı âlimler de talebe-i ilimdir, demişlerdir. Çünkü Ashab-ı Suffa gibi sohbet-i Nebevîyye’ye vakf-ı nefs etmiş zevât-ı fâzıla sahiplerine sadaka verilmesi hüccet kabul edilmiştir. Bedâyi’de Kâsânî merhum, daha geniş bir mâna kasd edilmiş olsa gerektir, diyerek sebîlu’llah’ın her nev’i kurbü ibâdet maksud olduğunu ve binâenaleyh her nev’i hayr ü taat yolunda sa’y edenlerin fakirleri, sebîlu’llah’ta dâhil olabileceğini iddia ediyor.
İmâm-ı Şafii, gazi ganî olsa bile zekât vermek câizdir, demiştir. Zira delili vardır. Bu delile cevap olarak hadis-i şerifte istisna edilen ganî gazi, hâl-i sulhta ganî olup da hâl-i harbde muhtaç olan gazi, diyerek mezheb-i Şafii’nin delilinin hüccet tutamayacağı izah edilmiş oluyor. Hanefiler’ce bu sulhta ganî olan, harb zamanı evinin ihtiyaçları için malını sarf etmek sûretiyle fakir olabilir. Bu hâlde kendisine zekât verilmesi lâzım gelir. Mezheb-i Hanefiyye’ye göre, illa ve illa gazinin fakir olması şarttır. Çünkü: “Onların zenginlerinden alınır, fakirlerine verilir.” hadisi şerifi esastır, buyrulmuştur.