4.4.2.8. İbnü’s-Sebil


Memleketinden ve oradaki servetinden uzak bulunan fakir yolcudur. Bunlar da masârif-i zekâtın sekizinci kısmını teşkil ediyorlar. Yolcular, memleketlerinde sahib-i servet olsalar bile, servetlerinden müstefid olmadıklarından, zekât için müstakil masraf olmuşlardır.

Bazı Mesâil-i Mühimme

Âyet-i kerime, bu sekiz sınıfın zekâta masraf olduğunda ve yalnız bu sınıflara mensup olanların zekâta müstehak bulunduğunda nasstır. Bunların haricinde hiçbir sınıf insana zekât vermenin câiz olmadığı müstefad olur. Bu bâbda beyne’l-eimme bir ihtilâf sebk etmemiştir.

Yalnız zekât malının bu sınıfların aralarında ale’s-seviye taksim edilmesi de âyetin muktezası mıdır? Yoksa bu sınıflardan herhangi bir sınıfa ve o sınıfın bir ferdine tamamen verilebilir mi? Bu bâbda ulemâ ihtilâf etmişlerdir.

Eimme-i Hanefiyye’ye göre, zekât verecek kimsenin, bu müellefe-i kulûb hariç olmak üzere, bu sekiz sınıftan yedisine sarf etmesi câiz olduğu gibi, bunlardan bazılarına, hatta bir sınıfın bir şahsına vermesi de câizdir. Çünkü âyetin ifade ettiği hüküm, zekâtın bu sekiz sınıfa verilmesinin cevazıdır. Yoksa zekâtın muhakkak bu sekiz sınıfa taksim edilmesinin, vücûbu değildir. İmâm Ahmed ibn-i Hanbel ve İmâm Mâlik’in mezhebi de budur. Hatta Beyzâvî, bazı Şafiiler’in de bu mezhebi ihtiyar ettiklerini Tefsir’inde bildiriyor. Bedâyi’de de bu bâbda Ashab’ın icmâı bulunduğu bildiriliyor. Yalnız İmâm-ı Şafii cumhura muhalefet etmiş ve zekâtı Kur’ân’da zikr ve ta’dâd edilen sınıflardan en aşağı üçer kişiye taksim edilmelidir, diyerek şu sûretle istidlâl eylemiştir: Cenâb-ı Hakk âyet-i kerimede zekâta istihkakı, müştereken bu sekiz sınıfa tahsis etmiştir. Binâenaleyh zekâtın müsavat üzere bu sınıflara taksim edilmesi icâb eder. Fakat her sınıfın efrâdını istiâb mümkün olmadığı için, her sınıftan en aşağı üçer kişiye verilmelidir. Çünkü âyette masârif-i zekât olan sınıflar “fukara, mesâkin, âmilîn…” diye cemi sigasıyla vârid olmuştur. Cem-i sahihin en aşağı mertebesi ise üçtür.

Ne Ashab-ı Kirâm’ın bu mezheb-i Şafii icâzetinde icmâı vardır, ne de eimme ve hülefâdan hiç birisi, zekât malı taksim etmek için bu sınıf insanları aramak külfetini ihtiyar eden vardır.