3.1.7.4. Kâbe’nin Yedinci Tâdili


Emeviyye-i Mervâniye’den Abdülmelik, makam-ı hilâfete geçtikten sonra 73 senesinde Haccâc’ın kıyâdetiyle Mekke’ye bir ordu göndererek Mekke’yi muhasaraya aldı ve Cebel-i Ebî Kubeys üzerine kurduğu mancınıkla Kâbe’yi taş yağmuruna tuttu. Bu müessif hâdise, mevsim-i hacca müsadif bulunuyordu. Abdullah ibn-i Ömer (ra) Hazretleri, hüccacın ifâ-yı haccına mâni olunmaması haberini gönderdi. Bu teklif kabul edildi. İbn-i Zeyd demiştir ki; Cebel-i Ebî Kubeys’in tepesine bakıyordum. Bir fırtına koptu. Bu sırada mancınığı idare edenlerin ortasına bir sâika düştü. Bunlardan elli kişiyi yere serdi. Şam ordusunda bulunanların çoğu bundan teşe’üm ederek bir panik baş gösterirken Haccâc bunun önünü almış ve unveten Mekke’ye girilip Abdullah ibn-i Zübeyr (ra) şehid edilmiştir.

Abdullah ibn-i Zübeyr (ra) muhasara esnasında Kâbe’ye iltica etmişti. Amr ibn-i Dinar: İbn-i Zübeyr’in sağına soluna taşlar yağarken o bilâ-fütur namaz kılardı, demiştir. Osman ibn-i Talha da: İbn-i Zübeyr’in şecâatinde, ibâdetinde, belagatinde ihtilâf edilmemiştir, demiştir. İbn-i Zübeyr (ra) asil bir zât olmakla beraber son derece mütteki ve sahib-i şecâat idi; Sahabi oğlu Sahabi idi.

İbn-i Zübeyr katledilince Haccâc, Abdülmelik ibn-i Mervân’a bir mektup yazdı. Abdülmelik cevaben: İbn-i Zübeyr’in, Beyt’in irtifâına ilâve ettiklerini bırakıp, Beyt’e ilâve ettiği kısmı çıkarıp eski hâline iade edilmesini ve açtığı kapıyı da kapatmasını emretti. Tarik-i rivâyete göre Abdülmelik bu tadilâttan nedâmet duymuştur. Çünkü Peygamberin (sav) arzusuna muhalefet ettiğini, mülâki olduğu zevâtların şahâdet ve tasdiklerinden öğrenmişti. Muvatta Şerhi’nde bildirildiğine göre, Hârun-ür Reşid yahut babası Mehdi veyahut büyük babası Mansur, Kâbe’yi, İbn-i Zübeyr’in (ra) esası üzerine bina etmek istemiş ve İmâm Mâlik’le müşâvere etmiş. İmâm Mâlik Hazretleri de, “Yâ Emire’l-mü’minin! Kâbe’yi hâli üzerine bırakınız! Beytullah’ın bu sûretle mel’abe-i-mülûk olmasından korkarım.” demiş. Hârun-ür Reşid de bu reyi musîb görmüştür.