3.1.10. Harem-i Mekke


Mescid-i Haram-ı dâiren-mâdâr ihâta eden bir saha-i arazi vardır ki, bunun dâhiline Harem ve Harem havzası, haricine Hil ıtlâk olunur. Mekke-i Mükerreme ve civarının nebatı kat’ olunmamak ve hayvanatı avlanmamak gibi bir takım ahkâm-ı şer’iye taalluk ettiğinden, Harem-i Mekke’nin hududu tayin buyrulmuş ve nişân vaz’ edilmiştir.

Bu nişânları ilk vaz’ eden İbrahim Aleyhi’s-selâm’dır. Bu hudud-ı Harem’i irâe eden Cebrâil Aleyhi’s-selâm’dır. Sonra İsmail Aleyhi’s-selâm, daha sonra Kusay ibn-i Kilâb tarafından bu alâmetler tecdid edilmiştir. En sonra Resûlullah (sav) tecdid buyurmuştur. Hz. Ömer (ra) de Kureyş’ten dört zâtı gönderip hudud-ı Harem’i irâe eden alâmetleri nasb edilmiştir. Asr-ı Saadet’te Kureyş tarafından bu alâmetler sökülüp atılmıştı da, Resûl-i Ekrem’e (sav) Kureyş’in kendi eliyle bu alâmetleri yakında iade edecekleri Cibril vasıtasıyla bildirildi. Kureyş’ten bazı kimseler rüyalarında birisinin “Harem size Allah’ın bir lütfü idi, kadrini bilmediniz Artık şimdi Arap sizi çiğnerse çok görmeyiniz!” dediğini işitmişlerdi. Sonra elleriyle yerli yerince bu alâmetleri iade etmişlerdir. İbn-i Cevzî’nin Muntazam’da beyanına göre feth-i Mekke günü de Resûl-i Ekrem (sav), Temim ibn-i Esed’i gönderip tecdid ettirmiştir. Bilâhare sırasıyla Hz. Ömer, Muâviye, Abdülmelik zamanlarında yeni alâmetler konulmuştur.

“Harem” unvan-ı mübareki, Beyt’ten ve mescidden başka Mekke şehrine de lisan-ı Kur’ân ile verilmiş ve bu belde-i tâhireye şeref bahşetmek için Harem dâhilinde kan dökmek, ağaç kesmek, av avlamak haram kılınmıştır. Sûre-i Neml’in 91. âyetinde meâlen şöyle buyrulmuştur: “Ben, ancak şu beldenin sahibine ibâdetle emrolundum ki Allah, o beldeyi haram kılmıştır. Her şey Allah-u Teâlâ içindir. Ben de millet-i İslâm üzere sabit Hunefâdan olmakla emrolundum.” Kasas Sûresi’nin 57 inci âyetinde de makam-ı imtinanda: “Biz, Mekkeliler için her tehlikeden emin bir haremi mekân kılmadık mı? Ki, o hareme inâyetimizden rızk olarak her şeyin semâratı toplanır.” buyrulmuştur. Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz de feth-i Mekke günü irâd ettiği bir hutbede, “Cenâb-ı Hakk, şu Mekke şehrini vâcibü’l-ihtiram bir belde kılmıştır. Hürmeten onun ağacı kesilmez, hayvanları taciz edilip avlanmaz.” buyurmuştur.