4.4. ZEKÂTIN SARF MAHALLİ VE BU HUSUSTA UMÛMÎ MALÛMAT


4.4.1. Masrafiyet, Sahib-i Zekât Ehli

Buraya kadar kitabü’z-zekât’ın her mevzuuna dâir izah ettiğimiz hadis-i şerifler delâletiyle temas etmiş bulunuyoruz. Zekât bahsinin yalnız masraf kısmı kalmıştı. Bu masraf, âyet-i kerimede ta’dâd buyrulduğu vechile sekiz maddeden ibarettir. Bunlara takdimen şunu da bildirmek isteriz ki, âyet-i kerimede, sadakât ile murad, zekât-ı mefruzdur. Sadaka-i tetavvu, yani nafile sadaka değildir. Sadakât, sadakanın cemidir. Sadaka, ağniyânın malından bir miktarını ayırıp Allah rızası için muhtaçlara vermektir. Ve bu vergi temlik sûretiyledir. İzah ve tafsil ettiğimiz vechile zekât-i nukud, zekât-ı sevâim veya ganâim, zekât-ı hububat ki öşür, zekât-ı maâdin gibi muhtelif ve müteaddid nev’ileri bulunduğu için cemi’ sigasıyla vârid olmuştur.

Bu kavl-i şerifin mensup olduğu âyet-i kerime: “Zekâtlar ancak ‘yoksullar, geçimsizler, zekât memurları, müellefe-i kulûb, mükâtebler, borçlular, Allah yolundaki gaziler, yolda kalmışlar’ içindir. Bu sûret, Allah tarafından farz-ı kat’i kılınmıştır. Allah herkesin derece-i istihkakını bilir, her hakkı layık olana verir.” meâlindeki Tevbe Sûresi 60. âyetidir.

Fakirleri, miskinleri izah edebilmek için ibtidâ gınâyı ve ganîyi mütalaa etmek zaruridir. Şeriatte zenginliğin üç nev’i vardır:

1- Sahibine zekât vâcib olan gınâ
2- Sahibine zekât haram olan gınâ
3- Sahibine sadaka istemek haram olan gınâ

Bu gınânın bu üç nev’isini de zekâta ehil sahib-i zekât mevzuunda mufassalan izah etmiştik. Hâssaten hulâsa edecek olursak: