4.3.2. Öşür Mevzuundaki Fıkhî Mesele
Buharî Hadis No: 738- Nebi’den (sav) şöyle buyrulduğunu rivâyet eden Abdullah ibn-i Ömer’den (ra) nakledilmiştir:
Yağmurun ve pınar (ırmak gibi akar sular)ın ya kökünü yahut urûkunu suladığı eşcâr ve mazrûatta (vâcib olan) öşürdür. Dolapla sulananlarda da nısıf öşürdür.
Bu hadisin zâhiriyle Ebû Hanife (ra) amel ederek -az olsun, çok olsun- mahsulât-ı zirâiyye öşüre tâbidir, demiştir. Çünkü Resûl-i Ekrem (sav) bu emrinde, bir miktar beyan buyurmamıştır.
Ağaçlar, ekinler gerek usûlüyle, gerek urûküyle yağmur, ırmak sularından müstefid olsunlar, bunda sahibinin sınâi ve amelî hiçbir tesiri bulunmadığı için tam öşüre tâbi tutulmuşlardır. Fakat dolap gibi, motor gibi, zirâi vesâit ile sulanan mezrûatta nısıf öşür vâcib olduğu tâlim buyruluyor. Bütün rivâyetlerin ifade ettiği mâna, el emeği ile vesâit-i zirâiye ile istihsâl edilen mahsulün nısıf öşüre tâbi olduğudur.