3.1.16. Fesh-i Hacc
Buharî Hadis No: 780- Câbir ibn-i Abdullah’tan (ra) şöyle rivâyet edilmiştir: Nebi (sav) (Mekke’ye) kurbanlıklar gönderdiği (Hacc) günü Câbir (ra) Resûlullah (sav) ile haccetti. Kendisiyle kurbanlıklarını (Mekke’ye) sevkeden Ashab, o gün müfrid bi’l-Hacc olarak (Telbiye edip) ihrama girmişlerdi. Resûlullah (sav) Ashabı’na:
-Haccınızı umreye tahvil ediniz, sonra Beyt’i tavâf ve Safâ ile Merve arasında sa’yederek, saçınızı kestirerek ihramdan çıkınız. Sonra ihramsız olarak (Mekke’de) oturunuz. Tevriye (Zilhicce’nin sekizinci) günü geldiğinde hacc (niyeti) ile (Mekke’de) ihrama giriniz ve evvelki (ihramlandığınız) müfred haccınızı, Hacc-ı Temettü yapınız, buyurdu. Ashab-ı Kirâm:
-Yâ Resûlallah! Biz, (ilk ihramda) hacc (diye) tesmiye (ve tasrih) ettiğimiz hâlde o haccımızı nasıl mut’a yaparız, demişlerdi. Resûl-i Ekrem (sav):
-Siz, benim emrettiğimi işleyiniz! Eğer kurban sevk etmemiş olsaydım, ben de size emrettiğim gibi işlerdim. Lâkin şimdi kurbanım Minâ’da kesilene kadar ihramlıya haram olan şeylerden hiç birisi bana helâl değildir, buyurdu. Ashab-ı Kirâm da Resûlullah’ın (sav) emrettiği gibi işlediler.
Haccı Fesh Hususunun Delili:
Buharî Hadis No: 809- Câbir’den (ra) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Nebi (sav) Ashabı’na:
-(İhrâmlanırken niyet ettikleri) haccı, umreye tahvil etmelerini, tavâf (ve sa’y) eylemelerini, sonra saçlarını kestirip ihramdan çıkmalarını, yalnız yanında hedyi (kurbanı) bulunanların ihramlarını muhafaza etmelerini emreyledi. (Fesh-i Hacca memur olan Ashab, bu hâle taaccüb ederek suâl ettiler.) Resûlullah (sav):
-Hacc aylarında umrenin cevazını şimdi hatırladığım (gibi) ihrama girerken de derpîş eylemiş olsaydım, şimdi (ben de sizin gibi) ihramdan çıkardım, buyurdu.
Tevriye günü Minâ’da öğle ve ikindi namazlarını kılardı. Ebû Hanife, Şafii, Mâlik mezhebi de böyledir. Arafat’ta arefe günü şerbet içmek güzeldir. Arafat’ta oruçlu olmamak müstehabdır.
Buharî 812 numaralı hadis-i şerif’le ilgili Haccâc’a ait hadisi ihtiva eden bölümünde Abdülmelik ibn-i Mervân’ın Abdullah ibn-i Zübeyr (ra) ile kıtâle memur Mekke’ye vali ve emir-i hacc tayin ettiği mektupta: Ahkâm-ı hacc hususunda zinhâr İbn-i Ömer’in (ra) reyine muhalefet etmemesini emretmiş bulunuyordu. Abdullah ibn-i Ömer (ra) ile oğlu Sâlim hazarâtının Haccâc’a karşı irşâdkâr sözlerinden hissi-i ihtirası tahrik edilmiş olsa gerek ki, İbn-i Ömer (ra) Haccâc’ın sû-i kasdine uğramıştır. Bu hadisteki irşâdkâr sözlerden ehl-i ilim pek çok ahkâm istifade etmiş olup bazıları şunlardır ki, Hacc ile ilgilidir:
1- Fâcir valinin arkasında namaz kılmanın cevazı. Yalnız fisk u bid’ati, o fâciri İslâm câmiasından çıkarmamak şartıyladır.
2- Ednânın, efdal ve âlem üzerinde emâretinin cevazı.
3- Arafat’ta hutbenin lüzumu. İmâm Ebû Hanife’ye göre Arafat Hutbesi, Cuma hutbesi gibi ba’de’z-zeval ve ba’de’l-ezan, kable’s-salât irâd olunan iki hutbeden ibarettir. Eimme-i Hanefiyye’ye göre, esnâ-yı haccda üç hutbe okunur:
1- Zilhiccenin yedinci günü Mekke’de irâd olunur ki, bunda nâsa, Minâ’ya hurûcun adab ve ahkâmı tâlim olunur.
2- Arefe günü Arafat’ta irâd olunan hutbedir. Bunda da Müzdelife’de vukufun, remy-i cimârın, nahrin, tavâfın ahkâmından bahsedilir.
3- Minâ’da Zilhiccenin onbirinci günü irâd olunur. Bunda Allah’a hamd ü şükür edilerek menâsik-i haccın fezâilinden bahs ile ibâdata terğib, meâsîden tahzir edilir. İmâm-ı Züfer bu üç hutbenin mütevâlî olması ictihâdında bulunmuştur ki: Tevriye, arefe, nahir günleridir. İmâm Mâlik, İmâm Ahmed de üç hutbe kabul etmiştir. İmâm Şafii dört hutbe kabul etmiştir:
1- Zilhicce’nin birinci günü Mekke’de
2- Arafat’ta
3- Nahir günü Minâ’da
4- Nefr-i evvel günü yine Minâ’da.