4.4.8. Zekât Malında Müteferrikin Bir Araya Toplanmaması, Müctemi’ Bulunanların Arasının da Tefrik Edilmemesi Hakkında


1- Müteferriki Cem: Birisinin 40 koyunu bulunur. Bu sürüyü diğer 40 koyundan ibaret olan bir başkasının sürüsüyle karıştırarak iki sürü bir sürü hâline konulur. İki koyun zekât verilecek iken bir koyun zekât verilir. İşte bu müteferriki cemdir. Sahib-i mal bundan nehyedilmiştir.

2- Müctemii Tefrik: Birisinin 20 koyunu bulunur. Bu koyunlar, diğer birisinin 20 koyunu ile karıştırılarak bütün sene boyu muhtelif bir sürü hâlinde idare edilmiş iken, zekât memuruna karşı zekât vermemek maksadıyla bunları ayırmak müctemii tefriktir. Sahib-i mal bundan da nehyedilmiştir.

3- Birisinin 120 mevcutlu bir koyun sürüsü bulunsa, zekât memuru geldiğinde bunları 40, 40, 40, ayırır, üç zekât almak ister. Hâlbuki bir zekât icâb ederdi. İşte bu da müctemii tefriktir. Zekât memuru bundan nehyedilmiştir.

4- Birisinin 20 koyunu, diğer birisinin de ayrı 20 koyunu bulunuyor. Bir arada yayılmadıkları ve hiç birisinden zekât lâzım olmadığı hâlde zekât memurunun bunları birleştirmesi ve bir koyun zekât istemesi gibidir. Bu da müteferriki cemdir. Zekât memuru bundan da nehyedilmiştir.

Ebû Hanife de zekât hesabında halitaya, yani müteferriki ceme taraftar olmamıştır.

Bu sûretle vâcib olan zekât hakkını iskat için böyle irtikâbı nehyedilmiştir. Havl tamam olmazdan evvel malını oğluna hibe ve temlik eden kimsenin hilesi de bu fena hareketlerden birisidir.