4.4.7. Zekât Bedelinin Verilmesi Hakkında


Zekâtın aynen verilmesi gibi, takvim edilerek bedelen verilmesi de câizdir. Ve bu, eimme-i Hanefiyye’nin mezhebidir. Kıymeti üzerinden zekât alınıp, zekât verilmesi câizdir. Zekâtta def’-i kıymet, biz Hanefiler’ce câizdir. Bundan başka def’-i kıymet sadaka-i fıtırda, öşürde, haraçta, nezirde de câridir. Ömer, Abdullah ibn-i Ömer, İbn-i Mesud, İbn-i Abbas, Muâz ibn-i Cebel’in (ra) mezhebleri böyledir. Bir rivâyette Ahmed ibn-i Hanbel’in de mezhebi böyledir. Altın ve gümüş yerine mal, meta vermenin câiz olduğunu Eşheb tasrih etmiştir. Bazı fukahâ da fukara için faydayı mûcib olursa câizdir, hükmünde bulunmuştur.

İmâm-ı Şafii ile İmâm-ı Mâlik ve Dâvud-i Zâhirî, kıymet tarikiyle zekât verilmesini tecviz etmemişlerdir.

Cumhura göre, kitabetle rivâyet sahihtir.

Resûl-i Ekrem’in (sav) ahkâmı mutazammın valilere, kumandanlara, bâhusus zekât âmillerine yazdıkları emirnâmeler, bu kavlin sıhhatine şâhiddir.