5.5. CİHADDA MİKDÂR-I NİSBETİN ZARURİ OLDUĞU

Buharî Hadis No: 1198- Enes ibn-i Mâlik’ten (ra) gelen bir rivâyete göre, Peygamberin Ashabı (hendek kazdıkları müddetçe) daima:
-Biz o mü’minleriz ki, İslâm’da ebedi sebat etmek üzere Muhammed’e söz vermişizdir, derlerdi de Resûlullah (sav) da onlara:
-Yâ Rabb! Hayır ve saadet ancak âhiret saadetidir. Ensâr ve muhacirler hakkında mübarek kıl, diye cevap verirdi.
Bu hadisi Buharî, cihada teşvik için açtığı bir bâbında rivâyet etmiştir. Enfâl Sûresi’nin 65. âyetinin mazmûnundan aldığı bu unvanda müellif Buharî âyeti de zikretmiştir ki, meâli şöyledir:
“Peygamberim, mü’minleri cihada teşvik et! Eğer sizden (harbin şiddetlerine) sabredecek yirmi (kişi) bulunursa, onlar ikiyüz (düşman)a galebe ederler. Ve eğer sizden yüz kişi olursa, onlar o küfredenlerden binine galebe ederler. (Çünkü) kâfirler idraksiz bir gürûhtur.”
Bu âyet-i kerime, Bedir gazâsında harb başlamazdan önce Beydâ mevkiinde nâzil olmuştur. İbn-i Ebî Hâtem’in Şa’bî’den gelen bir rivâyetine göre, bu âyet nâzil olduktan sonra Resûlullah (sav) Ashabı’na saff-ı harb nizamına girip düşmanla karşı karşıya geldiklerinde düşmana saldırmaya teşvik ederdi. Nitekim Bedir’de cennet vaadiyle teşvik eylemiş ve galebe tahakkuk etmişti.
“Şimdi Allah sizden (yükünüzü) yeğniletti. Ve bildi ki, sizde muhakkak bir zaaf vardır. İmdi sizden sabredebilecek yüz (kişi) olursa, onlar ikiyüze galebe ederler. Sizden bin (kişi) olursa, onlar da Allah’ın izniyle ikibine galebe ederler. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Sûre-i Enfâl Âyet: 66)
Bu âyet-i kerimenin mazmûnuna göre, harb sahasında Müslüman kuvveti düşmanın yarısı derecesinde az ve zaif olursa çarpışmak vâcibdir, panik yoktur. Fakat bundan da az bir hadde indiği sûrette düşmana atılmak vâcib değildir. Belki bir takım harb vesilesi olabilecek şeylere göz yumarak harb tehlikesini atlatmak câiz olur. Ali ibn-i Ebî Talha’nın İbn-i Abbas’tan (ra) rivâyeti de böyledir. Bazı ehl-i ilimden de bu sûretle rivâyet olunmuştur. Mezkûr hadisten istifade edilen faideler cümlesinden birisi, memleketi düşmana karşı muhafaza için serhadları tutmak ve kapamak, Allah yolunda harb ve kıtâl ecri gibi ecri mûcib olduğudur.