4.5.3. Sadaka-i Fıtırın Kimlere Lâzım Geleceği


1- Köleye, hizmetçiye zekât-ı fıtrın vâcib olduğu istidlâl edilmiştir. Yalnız bizzat hizmetçi kendisi mi verecektir, yoksa efendisi tarafından mı verilecektir? Bu noktada ihtilâf edilmiştir. Zâhirîlere göre, hizmetçinin kendi kazancından kendisinin vermesi vâcibdir. Efendisi hizmetçisine sadaka-i fıtrını kazanmak için izin verir. Nasıl namaz kılmak için izin vermek vâcib ise, bu da vâcibdir, demişlerdir. İmâm Şafii ve İmâm Mâlik hizmetçinin velev ki kazancından istifade için olsa bile, köle ve hizmetçinin sadaka-i fıtrı efendisine vâcibdir, demişlerdir. Eimme-i Hanefiyye ticaret kastıyla hıfzedilen kölenin fitresini vermek ne efendisine, ne de kendisine vâcib değildir. Efendi, kendi hizmetinde kullandığı hizmetçinin sadaka-i fıtrını verir, demişlerdir. Bu hâdimin Müslim veyahut kâfir olmasında bir fark görmemişlerdir.

2- Evli olsun, bekâr bulunsun, erkek gibi, kadına da sadaka-i fıtır vâcibdir. İmâm Ebû Hanife’ye, İmâm Mâlik’e göre, evli kadının fitresi zevcine vâcib değildir. İmâm Şafii, kavl-i sahiha göre İmâm Mâlik, İshâk: “Evli kadının fitresini vermek zevcinin borcudur.” demişlerdir.

3- Yetim olsa dahi ganî olan küçük çocuğa da sadaka-i fıtır vâcibdir. Şeyhayn’e göre zengin yetimin malından vasisi zengin çocuğunun malından da velisi sadaka-ı fıtrını edâ eder. Hatta veli veyahut vasi zengin çocuğun sadaka-i fıtrını vermezlerse, bâliğ olduktan sonra kendisinin vermesi vâcibdir. İmâm Muhammed ile Züfer muhalefet etmişlerdir. Bunlara göre -zengin olsun, fakir olsun- yetime sadaka-i fıtır vâcib değildir. Hatta yetimin malından vasisi fitresini verirse tazmin eder, demişlerdir. İmâm Mâlik de yetim hakkında sadaka-i fıtrın vücûbunu kabul etmiştir.
Hidâye’de: “Tıfl-ı fakirin sadaka-i fıtrı velisine vâcibdir. Tıfl-ı ganînin fıtrı kendi malından verilir. İmâm A’zam’la, İmâm Ebû Yusuf’un mezhebi budur. İmâm Muhammed’e göre tıfıl-ı ganînin fitresi babasına vâcibdir. Eğer babası oğlunun malından sadaka-i fıtrını verirse, tazmin eder. Evlâd-ı kibârın sadaka-i fıtrı, yanında bulunsa bile, babasına ait değildir. Meğerki kendisi rızasıyla vermiş ola.” deniliyor ki, diğer Hanefi kitaplarında çocuk hakkında mazbut olan şer’i vaziyette budur.

Henüz doğmamış ana karnındaki cenine de sadaka-i fıtır vâcib midir? Cumhur-ı ulemânın ictihâdı, vâcib olmadığı merkezindedir. İbn-i Bezize, selef ulemâsından bir kısmı; ana karnındaki cenin, leyle-i fıtırda tulû-ı fecirden evvel yüzyirmi gününü tamamlarsa, bundan da zekât-ı fıtır vermek vâcibdir, dediklerini hikâye etmiştir. (Umdetü’l-Kârî: C.4, S.464). Bercendî’den naklen İbn-i Âbidin bildirerek cumhur-ı ulemânın nokta-i nazarını teyid ediyor. Çünkü tıfl-ı fakir ana karnından ayrıldığı andan itibaren sinn-i ihtilâma kadar devam eden bir çağdan ibaret bulunduğundan, bundan evvel ana karnındaki devre şümulü olmadığıdır.