Eimme-i Hanefiyye’nin kavl-i muhtar ve meşhuruna göre imâm, meyyitin mahal-i iman olan göğsüne karşı durmalıdır. Meyyitin başı imâmın sağ tarafında, ayakları sol tarafında kalmış olur. Kadın, erkek müsavi görülmüştür. Ma’mülün-bih olan da budur.
Fıkıh imâmlarının icmâ ve ittifak ettikleri bir nokta vardır ki, cenaze ile imâm arasında bir fürce ve boşluk bulunmasıdır; imâmın cenazeye yapışık bir vaziyette bulunmamasıdır.
İmâm-ı Şafii, İmâm-ı Ahmed ve İmâm-ı Ebû Yusuf’un mezhebleri ise, kadın cenazesinde imâmın kadının ortası hizasında, erkeğin ise başucunda ahz-i mevki etmesini muvafık bulmuşlardır.
Hasan-i Basri, zinadan hâmil olan kadın loğusa olarak ölürse, ne kendisine ne de çocuğa namaz kılınmaz, demiştir. Katâde, çocuğu hakkında namazı kabul etmiştir. Çünkü çocuk bu cinâyetten masundur.