1.6.11. Medfun Olan Meyyite Namaz Kılınması Meselesi
Eimme-i Hanefiyye’ye göre namazı kılınmaksızın defnolunan meyyitin eczâ-i bedeninin dağıldığı tahmin edilmedikçe medfun olduğu hâlde namaz kılmak câizdir. Şek ve iştibah hâlinde namaz kılınmaması İmâm-ı Şafii, Ahmed ibn-i Hanbel’in mezhebidir. Sahih olan bir kavle göre de meyyitin gasledilerek defnedilmesi şart koşulmuştur. İmâm-ı Muhammed şart olmadığını nakletmiştir. İmâm-ı Ebû Yusuf, üç güne kadar kılınır, üç günden sonra namaz kılınmaz, demiştir. Nitekim Resûlullah (sav) Efendimizin vücud-u Muhammediyelerine -Hz. Âişe (rha) odasında bulunduğu için- halk fevc fevc 3 gün cemaatler hâlinde namaz kıldıkları için cenaze namazı 3 gün devam etmiştir. 3 gün sonra seher vakti defni mümkün olabilmiştir. Ahmed ibn-i Hanbel’in rivâyetinde ise dördüncü gecesi defnedilmiştir. Eimme-i Şafiiyye’den de 3 güne kadar, bir aya kadar kılınabileceği, İmâm-ı Ahmed’den de bu sûretle nakledilmiştir. Bazıları, seferden gelen kimse bir aya, hazarî olan kimse 3 güne kadar kılabilir, demişlerdir. Mâlikîler, kabir üzerine namaz kılmakta fenalık görülürse, namaz kılmak câiz olmaz, demişler ki; Tevhid-i Bâri nâmına konuşmuşlardır; mühim bir ictihâddır. İbâdet doğrudan doğruya Allah’adır; kabre veya mevtaya değildir. Böyle idrak ederek kılınmazsa, itikada tesir edeceğinden korkulur, zannıyla cevaz vermemişlerdir.