3.1.25.1. Bu Tıraş Hususunda Fıkhî Hüküm


İmâm Mâlik’le İmâm Ahmed ibn-i Hanbel bu hadis ile istidlâl ederek başın tekmilini tıraş etmek vâcibdir, demişlerdir. İmâm Ebû Hanife, dörtte birisi tıraş edilmekle vücûb edâ edilmiş olur, demiştir. İmâm Ebû Yusuf da başın nısfının tıraş edilmesini ihtiyar etmiştir. İmâm Şafii, üç kıl tıraş edilmekle vücûb sâkıt olur, demiştir.

Bu hadisin sarahatine göre halk, yani başın hepsini tıraş etmek, taksirden; yani tıraş olmak saç kestirmekten efdaldir.

Bu hadisten Benî Âdem’in saçının tâhir olduğu hükmü de müstefad olur ki, cumhur-ı ulemânın kavilleri böyledir. İmâm Şafii de sahîhan mervî olan kavil de budur. Yalnız Ebû Ca’fer, Tirmizî, bunun Resûl-i Ekrem’e (sav) hâs olduğunu kabul, başkalarının necs olduğuna hükmetmiştir.

İşte eslâf-ı izâmımızın bu menâkıb ve meâsirine ağlayarak tercüman olurken, secde-i tâzime kapanan şu nâciz kalemim:

Ey Resûl-i zi-şânımız! Eslâfımızın meâsirine tercüman olurken, senin mübarek bir kılına feda edecek bir armağana mâlik değilim ki, ben de onu feda edeyim. Elimdeki şu âciz kaleme bile senin sâye-i Risâletinde sahip bulunuyorum. Bu yokluk içinde yalnız Ravza-i Tâhirene zerrât adedince salât ü selâm ithâf ederek arz-ı tâzimât ediyorum.